Saygıdeğer Kamuoyu ve Şerefli Türk Milletine

Sosyal Medyada Paylaş

26.10.2025

Bugün, Türk Tıbbiyelileri olarak, bu topraklarda Türk’ün hikayesini anlatan en mukaddes mevkilerden birinden, Edirnekapı Şehitliğinden size sesleniyoruz.

Bu şehitlik; İstanbul’u fethedip bize yurt kılan ecdada, Balkan Harbinde, Çanakkale savunmasında yiğitçe çarpışan atalarımıza, hain terörün bizden kopardığı kahramanlarımıza ve nice Türk büyüğüne mihmandarlık etmektedir.

Yüzyıllar boyunca, yardan serden geçerek, Türk’ün egemenliğini bu topraklara muştulayan aziz şehitlerimizin hatırası önünde tekrar hatırlatıyoruz:

Tıbbiyе, var olduğu günden itibaren bu memleketin ruhu ve dimağıdır. Tıbbiyeliler, Türk milletinin attığı her badirede haricin tesiriyle değil vicdanlarının sesiyle mücadele etmişlerdir.

İstibdat devrinde “Hürriyet!” diyerek kavgaya girişen ve Fizan’a, Yemen’e sürülenler Tıbbiyelilerdir. Modern Türkiye’nin öncüsü olan kurumlar ve teşebbüsler hep Tıbbiyeliler marifetiyle tertip edilmiştir.

Ellerinde kömür parçalarıyla okullarının duvarına “Esir olmaz bu Tıbbiyе!” yazanlar bizim kutup yıldızımız, yoldaşlarımızdır.

Mütareke döneminde işgal kuvvetlerine ilk başkaldırılarda Tıbbiyeliler vardır. Milli şehit Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in cenaze merasimini düzenleme ve ona “Kahraman tanırız!” deme cüretini Tıbbiyeliler göstermiştir. İngiliz işgali altında ilk Tıp Bayramını kutlayan ve işgale bayrak açarak meydan okuyan yine onlardır.

Cephelerde yara saran, yeri geldiğinde şehit düşen, Sivas Kongresinde “Ya istiklal ya ölüm!” diyen Tıbbiyelilerin emanetini bugün bizler taşıyoruz.

Ve bugün, bu asırlık gür sesin yılmaz yorulmaz mirasçıları olarak ilan ediyoruz:

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, milli varlığa düşman türlü ittifaklar ve komisyonlar yoluyla, “barış ve demokrasi” kılıfı altında uçurumun kenarına itilmekte­dir. Türk milletinin başına sarılan “ikinci çözüm süreci” vatanın bölünmez bütünlüğüne kastetmektedir, kabul edilemez.

Bu ve benzeri tavizler daha önceden de verilmiş, teröristler muhatap alınarak müzakere masasına oturulmuştur. Milletin hafızasında ilk günkü tazeliğini koruması gereken bu rezalet, Türkiye Cumhuriyeti’nin şehirlerinde “özyönetim” ilanlarına kadar varmış ve hendek/barikat çatışmalarında yüzlerce kahramanımızın şehit olmasına neden olmuştur.

Daha bu olaylara neden olanlar gafletleri, dalaletleri ve hatta hıyanetleri nedeniyle hesap vermemişken bugün aynı oyun tekrar sahnelenmektedir. Elinde masum kanı olan eşkıyalar düze davet edilmekte, cani elebaşları “kurucu önder” diye adam yerine konmaktadır.

Türk milletinin meclisinde, Türk milletinin iradesiyle gelinen makamlarda Türk milletinin aklıyla alay edilmektedir!

Anayasamızın maddeleri şuuru yerinde olanlar için gayet açıktır:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Ve Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.”

Ruz-ı mahşere kadar buradaki kabirlerinde istirahat edecek şehitlerimize Tıbbiyeliler olarak söz veriyoruz. Bu hayasızca akına gerekirse gövdemizi siper edecek, yine de “Dur!” diyeceğiz.

Yine burada medfun milli şairimizin İstiklal Marşında buyurduğu gibi korkmayacağız!

Kanunlarımızla, milletimizle, varlığımızla sorunu olan kim varsa karşımıza alacağız.

Gazi Paşa’ya verdiğimiz Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, Türk dilini ve kimliğini ilelebet muhafaza ve müdafaa sözümüzü terk etmeyeceğiz.

Siyasete itibar etmeyecek, “Kim var?” diye sağımıza solumuza bakmayacağız. Millet düşmanlığı eden kim varsa kendimize düşman bileceğiz ve her düşmanlığın hesabını elbet bir gün soracağız.

Buradayız ve tekrar ediyoruz: Tıbbiyе uyumaz!

Saygılarımızla,
MİLLİYETÇİ HEKİMLER DERNEĞİ